Makedonya'da Turizm
Avrupa’nın en küçük ülkeleri arasında yer alsa da Makedonya birbirinden farklı gezi rotaları, seyir alanları ve etkinlikleri bünyesinde barındırması sebebiyle bir çok gezginin dikkatini çekiyor. Makedonya'da mutlaka gezilmesini önereceğimiz yerleri bu sayfada kısaca anlatmaya çalışacağız.
Makedonya; Palegonya, Batı ve Doğu olmak üzere 3 bölgeden oluşur.
Makedonya’nın başkenti Üsküp; Bizans ve Osmanlı döneminden kalan eserleri tam olarak koruyamadığı için turistik anlamda fazla bir şey vaad etmemektedir. Ancak başta Osmanlı çarşısı, restore edilen camileri, kalesi, taş köprüsü ve şehrin ortasında bulunan Büyük İskender heykeliyle Makedonya seyahatinin olmazsa olmazıdır. Her geçen gün Avrupa şehri olma yolunda bir adım daha ilerleyen Üsküp ile ilgili bilmeniz gereken temel şey ise, şehir merkezinde çok sayıda yeni mimariyle yapılan binalar ve heykeller bulunuyor olmasıdır.
Matka Gölü ve Kanyonu, Üsküp’e 15 kilometre mesafede yer alır ve toplu taşımayla ulaşmak mümkündür.Makedonya'ya gidipte görmeden dönmek Makedonya'ya gitmemiş olmak gibi bişey olsa gerek.
Fotoğraf çekmeyi seven biriyseniz Matka’da bol bol fotoğraf çekebilirsiniz. Burada bulunan restoranda bir şeyler yiyip içerek, gölde tekne turu yaparak ya da patika yolundan 6 kilometre yürüyerek çok güzel vakit geçirebilirsiniz. Balkanlarda mutlaka gidilmesi gereken bir yer.
“Makedonya’nın İncisi” lakaplı Ohrid, gölü ve tarihi yapılarıyla ülkenin en önemli turizm şehridir. Özellikle şehir dışında bulunan ve kendine ait plajları olan otellerin uygun fiyatlı olması, yaz turizmi için Ohrid’i hem ülkemiz, hem de Avrupa’da oldukça popüler bir destinasyon yapmaktadır. Gölde aynı zamanda tekne turu yapmak ve göl kenarında bulunan harika cafe/restoranlarda bir şeyler yiyip içmek Ohrid’i sevmenize yetecektir.
Eğer kültürel bir şeyler isterseniz Ohrid kalesi, tarihi kiliseler, Roma amfitiyatrosu ve Osmanlı evleri bu konuda fazlasıyla yeterli olmaktadır.
“Şiirin şehri” lakaplı Struga, yukarıda belirttiğim gibi Ohrid’e otobüs ile 45 dakika mesafede yer almaktadır. Her ne kadar Ohrid’in gölgesinde kalıyor olsa da, şehirde yer alan kaya kiliseler ve güzel plajlarıyla Ohrid’den günübirlik olarak gelinebilecek bir şehir. Aynı zamanda Ohrid’in tersine Struga’nın düz bir şehir olması ve ortasından geçen Drim Nehri sakin ve güzel bir tatil yapmanızı sağlayacaktır.
“Diplomasi şehri” lakaplı Bitola ya da Türkçesi ile Manastır, Makedonya’nın Üsküp’ten sonra ikinci büyük şehridir. Özellikle 19. yüzyılda burada çok sayıda ülkenin konsolosluk açmasından dolayı tarihi dokusunu iyi korumuş bir şehirdir. Neo-klasik tarzda yapılmış evleri, Osmanlı çarşısı, camileri, saat kulesi, şehir yakınlarında bulunan Pelister Ulusal Parkı, Heraklea Antik Şehri ve özellikle coffee house kültürünün gelişmiş olmasından dolayı Makedonya seyahatlerinde gezilmesi gerektiğini düşündüğüm bir şehirdir. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de eğitim aldığı Manastır Askeri İdadisi Bitola’da bulunmaktadır.
“Marko Kulesi’nin altında yer alan şehir” lakaplı Prilepe, Makedonya’nın Pelagonya bölgesinde, Bitola şehrine yakın bir mesafede kalmaktadır. Şehrin lakabı “Kralın Oğlu” olarak bilinen Prens Marko’nun yüksek bir tepede yaptırdığı kuleden gelmektedir. Şehirde gezilebilecek eski bir Osmanlı çarşısı, kale, çok sayıda manastır ve kilise bulunmaktadır. Toplu taşıma ile ulaşımı kolay olmasından dolayı Pirlepe’ye Makedonya seyahatinizde gitmek isteyebilirsiniz.
İştip, Makedonya’da yaşamın başladığı en eski şehirdir. Burada gezilecek Osmanlı Bezistanı, bazilika, kilise ve kaleler bulunmaktadır. Ancak kaleler şehrin uzağında bulunduğu için ulaşım kolay olmayabilir. İştip’in en önemli gelir kaynağı ise tekstildir. Özellikle yüksek kalite tekstil ürünleri (kıyafet vb.) almak için günübirlik olarak ziyaret edebilirsiniz.
Kumanovo (Kumanova): Şehrin adı 12. yüzyıllarda bu bölgede yaşayan Türk asıllı Kumanlar‘dan gelmektedir. Şehirde gezilebilecek kiliseler ve bir adet cami bulunmaktadır. Şehir Üsküp Havalimanı’na 17 kilometre mesafede yer alır.
Tetovo (Kalkandelen): Makedonya’nın kuzeybatısında, Şar Dağları eteklerine kurulmuş olan Kalkandelen şehrinde nüfusun %70’e yakını Arnavutlardan oluşmaktadır. Şehirde gezilecek fazla bir yer olmamasına rağmen, sadece Osmanlı’dan kalma Alaca Camii‘yi ziyaret etmek için gidebilirsiniz. Şehirde aynı zamanda tekke, kale ve hamam bulunmaktadır.